Dijital veya Teknolojik Bağımlılık
Dr.Necmi SINANMIŞ
Türk Karaciğer Vakfı 2. Başkanı
Dijitalleşme:
Genç nesil, ceplerinde para taşımayan nesil dijitalleşmenin içinde doğdular. Yani Z kuşağı gençler daha hızlı teknolojik uygulamalara alışıyorlar. Genellikle ücretli değil ücretsiz modeller konusunda ihtisaslaşıyorlar. İnstagram, facebook, twitter vb. bunlara para vermiyoruz ama dikkatimizi ve kıymetli zamanımızı veriyoruz. Buna DİKKAT EKONOMİSİ deniyor. Bunların 1 trilyon piyasa değeri var. Çok sofistike teknikler kullanıyorlar. Silikon vadisinde bu teknik eğitimlerde psikologlar, eğitimciler ve diğer uzmanlardan destek alıyor uygulayıcılar. İkna edici ve bağımlılık yapıcı teknolojileri kullanıyorlar. Ekran süresi arttıkça kazandıkları paralarda korkunç miktarlarda artıyor.
Bağımlılık:
İnsanların özellikle ergen gençlerin yaşam kalitesi azaldığında ve günlük hayata dair rutin işlerini yapma konusunda sorun yaşamaya başladıklarında, başka bir neden yoksa dijital bağımlılık başlamış demektir. Bunun öncesinde birçoğunda problematik telefon kullanma alışkanlığının olması beklenen bir olgu… Araştırıldığında çoğu genç erişkinde dijital bağımlılık sorununun akıllı telefonlarla başlamış olduğu görülür. Düşünün günde >3-5-7 saat telefon ekranı başında geçiriliyorsa ( görev ve iş kolundaki çalışmalarda dahil ) dijital bağımlılığa adım atılmıştır ve kişinin yaşam kalitesi bundan olumsuz etkileniyor demektir. Gençler arasında, teknolojik bağımlılığın yarattığı birçok değişik sağlık ve sosyal sorunlar (komplikasyonlar) görülmektedir. Bunlar;
- Ekran karşısında harcanan zamanı inkar etme, yalan söyleme
- Ekran karşısında saatlerce kalıp zamanı öldürmek, işlevsiz hale gelmek
- Çeşitli sağlık sorunları (göz rahatsızlıkları, baş, boyun, sırt ve bel ağrıları) yaşamak
- Normal hayata odaklanamama, görev ve sorumlulukların ihmali
- Derslerden geri kalmak, başarısız olmak, sosyal dengelerde geri kalmak.
- Telefon ve bilgisayardan uzak kalınca, gergin ve kendini boşlukta hissetmek.
- Uyku bozukluğu yaşamak, biyolojik ritmi bozmak şeklinde sıralanabilir.
Türkiye de 11-18 yaş arası ergenlerin %25’i 24 saat çevrimiçi bulunmaktadır. Donk diye bir mesaj geldiğinde kafayı kaldırıp bakmaktadırlar. Amerika da 8-15 yaş kız çocukları instagram, facebook vb. sosyal medyada ne kadar fazla beğeni alırlarsa o kadar mutlu olup, hatta kendilerini güzel hissediyorlar, tersi durumda aşırı depresif oluyorlar, hatta intihar edenlere bile rastlanıyor. Sosyal kabul sanal oluyor. Ortalama günde 2500 civarında telefona dokunuyoruz. Bireylerin %5’i telefon elinde uyuyor. Silikon vadisindeki teknoloji üretip satanlar; İkna edici dijital ürünler, alışkanlık teknolojisi ve bağımlılık yapan uygulamaların tamamı üzerinde çalışmalarını ara vermeden sürdürmekteler.
Hareketli çağdan sanal döneme nasıl gelindi. Eksiklik nerede?
Temel neden; teknolojinin (nötr değil) ekran başında daha fazla zaman harcanmasını gerektirecek şekilde taraflı uygulanmasıdır. Zamanımızı çalıyor, buna da dikkat ekonomisi diyorlar. Adnan Veysel Entemel akıllı telefon bağımlılığı ile ilgili çalışmaları dijital çağda illuzyonel pazarlama kitabında anlattı. Bilinç dışının, davranış biliminin artan önemini ortaya koydu. İnsanoğlunu etkilemek için daha çok sağ beyine etki eden oyunlaştırılmış hikaye anlatımı ve deneyim tasarımlarının giderek daha çok önem kazandığı görüldü. Bu bağlamda davranışsal iktisatçılar Nobel ödülü aldılar.
Gençler bağımlılığın farkında mı?
Dijital bağımlılığın görece erken evresinde saptanan gençlerde yapılan testler, anketler ve sorunun teşhisi sonrası verilen eğitim özellikle 7-8-9.cu sınıfların davranışları olumlu yönde etkiliyor, değiştirilebiliyor. Ancak 10-11-12.ci sınıflar da bu değişim daha zor oluyor ve çoğu kez etkisi kalıyor. Evet hedefte olan gençlerimiz. Onları bu konuda bilgilendirmeli, eğitmeli ve teknolojiden sağlıklı şekilde yararlanmalarını sağlamalıyız.
Bazı ebeveynler daha duyarlı oluyor. Çocuklarını spora, müziğe arkadaşlarıyla oyunlara sosyal ve kültürel etkinliklere yönlendirmeye çalışıyor. Bazıları da kendilerine zaman ayırmak için 8-10 aylık bebeğe bile akıllı telefon ya da tablet vererek oyalansın diyorlar. Biz bu durumlara modern dadı – modern emzik diyoruz. İnsanlar bağımlı olurlarsa sanal dünyada yanlış sitelere de girebiliyor zararlı alışkanlıklar kazana biliyorlar. Uzmanların aktivite önerilerinin başında spor, müzik kitap okuma geliyor. Burada arkadaş çevresi çok etkin olan bir diğer husustur. Bağımlılarda dikkat eksikliğine sıkça rastlanmaktadır. Modern yaşam tarzının bu olumsuzluklardan kurtulması gerekmektedir.
Bağımlılığı kontrol altına alma önerileri:
- Farkındalık önemli, öz denetim eğitimle sağlanmalı ve kontrol edilmeli
- Yasaklamak ters etki yapabilir, doğru bir yaklaşım değildir.
- Ekran süresinin ölçülmesi, kişinin kendisini kontrol etmesi eğitimi.
- Hayatta daha önemli şeyler olduğunu bilmek, yaşamı paylaşarak anlamlı kılmak
- Toplumsal normları teknolojinin önüne çıkarmalıyız. Genel görgü ve ahlak (Adab-ı Muaşeret) kurallarına uymak önemlidir (5-6 kişi yemeğe gitmişken birinin devamlı telefonu ile oynamasını diğer arkadaşlarının zarifçe uyarması gibi).
- Mesela Pazar gününü ailece birlikte geçirilirken telefonun uçak moduna alınması gibi uygulamalar önemlidir. Yararlı gelenekler terkedilmemeli, yaşatılmalıdır.
- Ergenler yönlendirilmeye çok açıktırlar. Uzmanlar ders ve ödev dışında öğretimin ilk dört senesinde günde 45 dakika, lise çağında ise 1-2 saat eğitimi yeterli görmektedir.
Temel neden teknoloji üretenlerin bizim ekran karşısında daha fazla zaman geçirmemizi istiyor olmasıdır. Yapay zeka hızla gelişiyor, insanoğlunun zayıf noktalarını çoktan alt etmiş durumda. Güçlü yanlarını da alt edecek. Ercan Altuğ Yılmaz hocanın çalışmalarında, dijital bağımlılık ile ilgili geçtiğimiz yıllarda ABD ana akım medya kanallarından biri olan CBS deki 60 dakika adlı programın tanıtımında oldukça genç yaşlarda olan birisi elindeki akıllı telefonu sallayarak bu bir telefon değil “slot” (kumar) makinası diyordu. Günümüzde insanlarda tüm yaşlarda teknoloji bağımlılığını azaltmak üzere girişimler başladı. Çözüm cihazları kaldırıp atmak değildir. Bu cihazlar bilgiye ulaşmamızı ve günlük hayatımızda çok gerekli gerekli birçok işi halletmemizi sağlıyor. Ancak bilinci şekilde kullanmak ve kullanım sonrası yaptığım iş bu süreye değdi demek gerekir. Tristan Harris ekran bağımlılığı üzerine dikkat çekerken şu saptamaları anlamlıydı. İlki istatiksel olarak artık anneler gün içinde yeni doğan bebeklerinden çok telefonlarını kontrol ediyor. Şirketler arkalarına yaslanıp milyonların, kafası kesilmiş tavuklar gibi ortalarda dolaşarak birbirlerine cevaplar sallayıp minnettar hissetmelerini keyifle seyrediyorlar. Silikon vadisinde ürün yazılımlarında etik konusu tartışılır oldu.
Siz ne kadar ekrana bağımlısınız?
Deloitte şirketi tarafından yapılan son araştırmalarında 49 bin katılımcıyla ( Türkiye den 1000 kişi 18-50 yaş arası) yapılan önemli veriler sunuyor. Akıllı telefon bağımlılığının en yüksek olduğu ülke Türkiye’deki, kullanıcılar günde ortalama 71,7 kez telefonlarını kontrol ediyor, yaklaşık 15’ dakikada bir parlak bir ekran yüzüne bakmak anlamına geliyor. TV izlemede ise dünya sıralamasında ABD ile yarışıyoruz (ortalama 4 saat/gün).
Hastalığa teşhis koymalı. Nir Eyal kanca modelinde tasarım taktiklerinin insan davranışlarını çok rahat yönlendirdiğini, bunda teknoloji firmalarının çok başarılı olduğunu, firmalar tarafından bazı düzenleyici etik kontrol mekanizmalarının geliştirilmesi ve devlet aygıtınca da bazı kısıtlamalara gidilmesi gerektiğini belirtiyor. Teknoloji şirketleri durmayacak gelişecekler ve bağımlılık yaratan deneyimler tasarlayacaklar.
Ercan Altuğ Yılmaz hoca, Nir Eyal’le Antalya’daki söyleşide Türkiye’de yaşasaydım kebap, döner, baklava ve birçok yemeğe bağımlı olurdum her gün simit yemeğe başlardım. Bu bağımlılığa hemen müdahale etmem gerekti. Türk yemekleri dünya mutfağının instagramı, “snapchat”i demekmiş dedi. Sorunları çözmek için Tristan Harris’in bazı önerileri var.
- -Uyarı ayarlarını minimuma indirmek,
- -Mobil uygulama yerine tarayıcıda mobil sayfasını kullanmak, deneyimi zorlaştırmak (hem cihazdaki yerden tasarruf, hem de şarjı ekonomik kullanmak).
- -Telefon ayarlarını bir süreliğine siyah beyaza çevirmek.
- -Bağımlılık yapan uzun süre harcadığımız mobil uygulamaları ana ekranda tutmamak,
Yani ‘’telefonu, ekranı şimdi bırak ve hayata geri dön‘’ der Tristan Harris. Cansız cisimler renklide olsa monotonluk ve sevgisizlik getirir. Canlı dostlar hayata neşe ve mutluluk katar der ünlü düşünür. Haydi gençler doğa, spor, müzik ve çağdaş bilgi arkadaşlarla paylaşılırsa mutluluk getirir. BAĞIMLI OLMA BİLİNÇLİ OL…
Kaynaklar:
Dr.Adnan Veysel ERTEMEL, Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi
Ercan Altuğ YILMAZ, GamFed Türkiye Temsilcisi-tasarımcı
Tristan Harris, “Center for Human Technology” Co-Founder and President.
Nir Eyal, “Behavioral Engineering”